MARKALAŞMA MI MARKASIZLAŞMA MI?: DE-BRANDING
Markaların tam da olmak istediğim yerdeyim diyeceği yer: De-branding!
Türkçe’ye markasızlaşma ya da isimsizleşme olarak çevrilmiştir. Peki ya nedir bu isimsizleşme?
De-branding aslında markalaşma sürecinin bir parçasıdır. Hatta markalaşma sürecinin son evresi dersek daha doğru olacaktır. Marka artık ismini kullanmadan sadece logosunu kullanabilir. Kendi adını kaldırıp ürünleri kişiselleştirebilir, müşteri adını yazabilir ya da harekete geçirici eylemler içeren kelimeleri kullanabilir.
MERCEDES
Markasızlaşmanın ilk örneklerinden birisi Mercedes’tir. Yeteri kadar bilinirliğe sahip olmadan bu adımı attığı için başarısız sonuçlanıp logonun altına adını ekleyerek devam etmiştir. Daha sonra yeterince bilinirlik edindikten sonra yeniden adını kaldırmıştır. Logoda değişiklikler yaptığı için ilk örnek olarak gösterilmiyor.
NIKE
1971 yılında kurulan Nike, 1995 yılında adını logonun yanından kaldırarak markasızlaşmanın ilk örneği kabul edilmiştir ve olumlu sonuçlar almıştır.
STARBUCKS
Markasızlaşmanın en iyi örneklerinden biri olan Starbucks sadece adını logodan kaldırarak değil, bardakların üzerine müşterilerin isimlerini yazarak kişiselleştirmelerini sağlıyor. Starbucks’ın geliştirdiği bu stratejiyi Coca-cola ve Nutella da bir dönem kullandı fakat Starbucks kadar başarı yakaladıklarını söyleyemeyiz.
TADELLE
Müşteriyi direkt harekete geçiren Tadelle, ürünlerin üzerine yazdığı ‘eğlen, affet, ağla’ gibi sözcüklerle müşterilerin marka ile bağ kurmasını sağlamıştır.